Siirler.Biz

ULU ARİF ÇELEBİ (Gülce-Bahçe)

Gönlümüzü ısıtası aşk, düşer mi belleğimize
Kapımızdaki rüzgâr değer mi canlar yüreğimize.
Sonu sorgulu ömrümüzün yaşamsal değerlerini
Yaşamayı öğütler mi aciz benlik belleğimize.
…Ulu Arif Çelebi gibi candan geçip,
….Sarılır mıyız, aşk-ı ilahi ile sevdiğimize?

…Ulu Arif Çelebi,
Sultan Veled Çelebi Hazretlerinin büyük oğludur
Umuda pullanan mektupların özenli ilk puludur
Annesi Selahattin Zerkubi kızı Fatma hatun’dur
Kelebek renkli düşlerde yaşam rotası kuruludur
…Miladi bin iki yüz yetmiş iki yılında
….Dünyaya gelince Arif,
…..Ninni söylenir, uyusun da büyüsün diye zarif,
……Sevgiyle kuşanılan tüm hücrelerde
…….Ona karşı şefkat ve merhametle duruludur…

Vardı elbet bu aşırı sevginin geçerli sebebi
Babasının çocukları olmuş olsa da daha önce
Küçük yaşlarında, ebediyet deryasına dönünce
Belki de Torun Arif olur diye, hayırlı nesebi
…Başta Hz. Mevlana olmak üzere,
….Aile de vesile olmuştu büyük sevince…
…..Dualar yükseldi arşa,
……Bu dilekler ile duruldu sözlere,
…….Aydınlık gündüzlerden sonra, her gece.

İlahi bir sınav değilse, dualar kabul olmaz mı?
Allah dostu erenlerin, dileği karşılık bulmaz mı?
Kabul oldu içten dualar, dilekler karşılık buldu
Sonra ki anadan, Arif’in üç kardeşi daha oldu;

Ana başka, baba bir,
Canlar cana bir eştir.
Onlarda yok, hiç kibir,
Aynı kandan kardeştir.
…Şemsettin Emir Abid,
….Selahattin Emir Zahid,
.….Hüsamettin Emir Vacid
……Kardeşlere,
…….Ulu Arif Çelebinin yüzü hep güleçtir.
*
Ve
Günler,
Geceler
Geçip gider.
Günün birinde
Gözleri derinde
*
Ulu Arif Çelebi, hemen emir eyledi
Menakib’ül Arifin, eserini peyledi
Ahmet Eflaki beyim, hemencecik başladı
Kâh okudu, kâh dinledi, kâh yazdı ve söyledi,
…Böylece kaynak olabilecek, büyük bir eseri
….İtinayla yazdı menkıbeleri oluşturan cümleleri.
…..Böylece meydana getirildi ariflerin menkıbeleri.

Ulu arif Çelebi, Ahmet Eflaki ile birlikte
Başta Tebriz ve Azerbaycan’ı dolaştı şecaatle
Dolaştı Anadolu’nun pek çok yerini defaatle
Yurdum insanını hep gördüler birlik ve dirlikte
…Hep dillerindeki dua ve rabbe niyazla
….Sevgili peygamberimizden istenen şefaatle.
*
İrşat şerbeti içtiler, sohbetler gönül ördükçe
Kendilerinden geçtiler, birçok nimeti gördükçe,

Dünya denen şu fani de, kusursuz bir bahçe varlık
İnsan hizmetinde her şey, bunu bilen çekmez darlık
Tüm canlılar mutlu olsun, olmasın diye simsarlık
İrşat şerbeti içtiler, sohbetler gönül ördükçe.

Gezdiler birçok diyarlar, dere ve tepe geçtiler
Yeşil ağaçlar altını, konaklamaya seçtiler,
Soğuk akan pınarlardan, avuçlarda su içtiler
Kendilerinden geçtiler, birçok nimeti gördükçe
*
(U) lu Arif çelebi,
E(L) açıp yalvardı insanlığın selametine,
Ul(U) lar ulusu, yüce rabbine…

(A) kıllar olmasın zorda, kalınmasın iki cihanda darda
E(R) geç döneceğimiz ebedi yolculuklarda
Al(İ) deyip, alenî olmasın, Emevice davranışlar
Ari(F) olsun insanlar, sinelerde iman dolu kavranışlar.

(Ç) alınınca ömrün son zili,
N(E) mallar, ne benim dediğin hiçbir varlık
Kü(L) liyen etmeyince fayda
Hev(E) slerin ve nefislerin istediği her şey geçince kayda,
Kala(B) alık dostlar ve ahbaplar olsa da; bize darlık…
Sinem(İ) zdeki imanımızdan başkası açamadığında dili.
*
Bilir misiniz?
Halimiz nice olur
Kırılır düşler,
Uykudan uyanırız.

Vaktimiz varken
Kendimize gelelim.
Yüce yaratan
Rabbimizi bilelim.

Diye halklara
Dini tebliğ ettiler.
Gönüller adres,
Yunus olup gittiler.
*
Bin üç yüz on iki de babası
Babası Sultan Veled’in ölümü üzerine
Yerine geçip Mevlevilik postuna
Postuna oturduğunda kırk yaşlarındaydı yaşı
Yaşı aktı onunda, yüce dostu için gözyaşı.
*
Mevleviliğin kurulmasında ve gelişmesinde
Mevlevilerin döne döne ask yolunda pişmesinde
İki cihanda hak rızasının peşine düşmesinde
Ulu Arif Çelebi’nin de büyük emeği geçmiştir.
…Bin üç yüz yirmi yıllarında
….İnsanın içini ısıtan, güneşli bir bahar gününde
…..Kırk sekiz yaşlarında iken
…… Vefat ederek, ebediyet şerbetini içmiştir.

Bizim bildiğimiz, bir ‘Divanı’ vardır
Onun gönlündeki, yanar sine hardır
O od ki; sönerse, düşe yağan kardır
O zaman biz kula, iki dünya dardır

Yaşam rabbe rıza, ona teslimiyet
Bunun tek adı var, o da İslamiyet
Ondadır kurtuluş, ondadır kemiyet

Feyzullah Kırca
Akbaşlar köyü / Dursunbey

——————————————
Şecaat; Allah Teâlâ’nın takdirine rıza ve teslimiyettir. Allah’a tevekkül eden bir Müslüman’a korkaklık ve zillet asla yakışmaz.. İnsandaki öfke ve hiddetle korkaklık arasındaki itidal hâlidir. Yiğitlik, bahadırlık, kahramanlık, kalp metaneti, şiddet ve tehlike esnasında cesaret göstermek manalarına gelir.

Kemiyet: Nesneler ve olaylarla ilgili ölçülebilir özellikler, anlamdaş tutar.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.