rüzgarlara söylerim..,
senden essinler diye...
seslerini beklerim..,
senden gelsinler diye...
dilime küserim..,
adınla dönmeyince...
dudağımı severim..,
dudağına değince...
yağmurlara söylerim..,...
Ay: Şubat 2013
seni sevmek,güzelde çirkinde; seçimsiz
yüreksiz kalmalarda; boyun eyen
yazgının kabulu
seni sevmek,gitmeyi dilemek zamanla;
hasad gününde harman savurmadan
ekilmek toprağa...
Bir şey var..
Derin duygular gibi mavi
Katran geceler gibi siyah..
Dilimin ucu kadar yakın
Ama kıyamet kadar uzak..
Bir...
Bu sabah yine “SEN” de kalktım,
“SEN”sizliğe durmuş saatlere inat.
Sonra pencereyi açtım,
“SENİ” çektim içime doyasıya.
Kahvaltıda “SENİ” içtim...
Güney’in Paris’inde
sevdim seni
daha ilk gördüğümde,
kendi geleceğine yüklenmiş valizlerin
ellerinde,
---- gülümsedin,,
kuytu bir gölge arayan
derin gözlerin...
Biliyorum, bir gün ansızın
Bırakıp gideceksin
Bir damla su gibi
Akıp gideceksin avuçlarımdan
Biliyorum bir gün
Ben yapayalnız
Yanmış, yıkılmış...
Yakışıyordun benim masalıma,
Sen benim kahramanımdın
İyi geliyordun acıyan yanlarıma,
Sen benim dermanımdın.
Sıcak ekmek kokusu gibi,
Baba evi uykusu...
Ağaçtan düşen yapraklar gibi
İçini bir huzursuzluk kaplar
Eser fırtına gibi rüzgarlar
Can yakar zamansız ayrılıklar
Ne hazan yeli ne...
aşk...
yolları tutardı...
ucundan ucundan...
eser geçerim derdim...
önünden önünden...
sen beni götürmeden...!
aşk...
yolları kapardı...
ortadan ortadan...
yanar kalırım...
Cevrü-cefa etsen inan darılmam
Yâr diyerek varıp yada sarılmam
İnan ki ben sen’den asla ayrılmam
,,,,,Yakıyor sinemi bu sinsi firak
,,,,,Söyle perperişan ne yapsın...
bir bakış attı...
gözlerim,
gözlerine doğru...
bir de,
gördüm ki...
seninkiler de geliyordu
bana doğru....
bakışlar çarpıştı..,
tam ortada bir...
Rüzğarına şiirler yükledim
Sahilinde şiirler okudum
Fruze gerdanlık zümrüt işlemeli
Ege’nin boynunda Marmaris
Ormanı yeşil ateş
Denizi mavi ateş oldu bana
Batmayan güneşti bana
Sarıana türbesi
Batmayan güneş...
Ben gönlümü denizlere saldım…
O ışık avcısı avlasın denizlerin güneşini ayını...
Gönlüm mavi göklerin dili olmak için
Yalnızlığa uçan miho kuşum...
O deniz gibi...
Mezar taşı bakma yüzüme öyle
Bana bir şeyler söyle
Ölüler mezarda dipdiri de
Seni görüyor halini soruyor de
Yan yan ölünün derdine
Ufalan ufalan bittiğini...
Mutsuzluk bütün evlerden uzak ol
Ağlatma çocukları
Uyanıp koşuyorum babama
Çiçeklerle doluyorum her sabah
Güneş gibi bakışları babamın
Babamın içinde ışık
Babamın parmaklarından akan şefkat
Uçurtma oluyorum
Maviliğinde...
Bir seher vakti
Ok atıyordu eylül
Yaralıydı gül
Vadiyi ateşe vermişti
Bülbül
Geldi bahar
Kan vermek için güle
Can geldi bülbüle
O vadide dindi göz yaşı…
Boşa geçti kaç...
Ölüm gelmişti şaire beklenmedik anda
Masada defteri
Defterinde
Yarım kalmış mısra
Yarım kalmış şiir
Elini daha çabuk tutardı
Ölümü bilseydi şair
Makineleri durmuş bir fabrika
Çok mu önemli bir...
Çocuk penceresinde kışı bekledi.
Düşündü:
"Kardan adam yapabilecek miyim bu kış yine?"
Çiftçi penceresinde kışı bekledi.
Hayal etti
Kar altında ekinler...
Ben de kışı bekledim.
Kış geldi
Ve...