aşk,
senin duyduğun kadar
benim...
benim duyduğum kadar da
senindi...
yoksa
aşk,
ses miydi?
haydi o zaman
duyan duyana...
aşk,...
aşk
Gecenin gündüzle buluştuğu ıssız bir zamandayım
Karanlığın yorgun sessizliğinden kalanlar can verirken satırlarıma
Yine başrolde sen varsın yüreğimin çığlığında
Biz sonu olmayan bir...
bulut,
ay’a yelken açmıştı…
ay’sa denize…
gece;
işin keyfindeydi…
rüzgar da öyle…
ay,
buluta giriyor
gece coşuyor…
ay,
denize düşüyor...
kuş;
uçunca gök,
durunca yerdi...
rüzgar;
esince gök,
değince yerdi....
aşk;
yerde ben,
gökte sendi...
gök;
bende göz,
sende özdü......
aşkındı..,
sularında yıkandığım....
bedenimin,
en gizli yerlerine kadar..
kuru bir yer bırakmadığım...
aşkındı..,
sularında yüzdüğüm...
ruhumun,
en kutsal yerlerine kadar.....
duymak istediğim ses..,
sendin...
bulutların ötesinde..,
rüzgarların berisinde...
yalnızca,
kulağımın en dibinde..!
görmek istediğim renk..,
sendin...
güneşlerin ötesinde..,
çiçeklerin berisinde......
Şimdi anımsıyorumda,
Soğuk puslu bir kış sabahıydı,
Girdin kapıdan ellerini ovuşturarak,
Sen oturup çayını yudumlarken,
Ben ellerini ısıttım içimden,
Çarçabuk bir solukta,
Senin hiç haberin olmadı..
Şimdi...
Acıyı yumru yapıp boğazıma düğümledim.
Nefes aldıkça büyüyor,
Düşündükçe büyüyor,
Özledikçe büyüyor,
Ve boğuluyorum,
Boğuldukça seviyorum,
Sevdikçe ölüyorum,
Songül BÜYÜKPINAR
Ben sevdinmi adam gibi severim
İşte bu dur tek olan korkum derdim
Elbette ihanet etmem severim
Yare sonsuza dek aşkımı...
Bir aşk'mı dile getiriyordu şiiri?
Yoksa şiir'mi dile geliyordu aşk ile.
Bir şiir'mi yaşıyordu aşkı?
Yoksa yaşayan aşk'mıydı şiirle?
Yaşanmamış bir ömür gibiydi şiir.
Yazılmamış...
aşk..,
hece hece sesti...
nefeslere sığmazdı...
aşk..,
soluk soluk nefesti...
ifadelere sığmazdı...
aşk..,
bölüm bölüm anlatımdı..
sayfalara sığmazdı...
aşk..,
sayfa...
göz,
kapındı...
aç ki..
göğün dolsun...
dil,
aklındı...
çöz ki..
anlamını bulsun...
aşk,
canındı...
ver ki..
kulun-kölen olsun...
Fikret Turhan-Yalova,...
doğa,
insan içindi...
su gibi..!
insan,
aşk içindi...
toprak gibi..!
aşk,
ikisi içindi...
güneş gibi..!
haydi...
gel pişelim,
can gibi..!
Fikret Turhan-Yalova,
26.06.2013
doğa;
altımızda,
masumiyetiyle...
üstümüzde,
haşmetiyle duruyor...
insan;
doğanın içinde,
kutsiyetiyle...
bedeninin içinde,
çaresizliğiyle çırpınıyor...
aşk;
içimizde,
ateşiyle...
dışımızda,
külleriyle savruluyordu......
Şimdi her içli şarkıda
dolmuş bulutlara benzemek vardı
çılgınca yağmak
yangınlarda yanmak
hasretlerde kaybolmak
vuslatlara özlem duymak
gökyüzündeki yıldızlara bakıp
"parlak olan onun
ona en yakın olan benim"...
bulut,
dağa yaslanmıştı...
dağ da güneşe...
dağ yanarken,
bulut ha bire ağlıyordu..!
aşk,
gözlere yansımıştı...
gözler de gönle...
gözler ağlarken,...
Seni sevmek,
Felsefi sözleri bırakıp gözle görülür elle tutlur olmaktı...
Seni sevmek,
Kırık cam parçalarının hepsinde suretini görmekti.
Birken bin...
Ellerim,
Ellerini arıyordu...
Avuçlarımda saklamak için...
Korlar gibi yaksa bile..!
Gözlerim,
Gözlerini arıyordu...
İçlerinde kaybolmak için...
Dumanlar gibi sarsa bile..!...