Nasıl dayanırım sensizliğe
İnanır mısın bu deliliğe
Görmesemde bile bile
Arar durur seni gönlüm
Razıysan eğer gelme bana
Israr etmem...
sensizlik
Sen gittin ya!
Satırlarım titrek titrek sevgili.
Yalnızlığımı rüzgâra verdim;
Sürüklensin sana doğru,
Seviştiğim geceler boyu sensizliklerde.
Çağırsam da ateş...
Ben Seni Sensizligin Mezarinda Kanli Göz Yaslari Dökerken Neredeydin..?
Hani Seni Seviyorum Diyordun Ya Yalanciktan Nasilda Inanmistim Sana..!
Gercek Yüzünü Göremeye Kadar...
Sebebi bilinmez
sorularım var benim
sen ve sana dair
korkularım.
Anlamsız,
yersiz
ve
gereksiz…
Sebebini bilmediğim
yalnızlığım
var benim
sensizlikten öte,
yenemediğim,
aşamadığım,
kaçamadığım…
İsyan çığlıklarım var
sensizlik ve sessizliğine dair,
atamadığım,
duyuramadığım,
susamadığım…
Hakan Küleşen
bana sadece git de
sensizliğin içinde kaybolayım
umut taşımaktansa yarım yamalak
bana sadece git de
sorgularsam bakma yüzüme
yavaş yavaş öldürme beni bu cehennemde
bana sadece...
Elveda deme, eller vedalaşsın
Kalbimi kırma, orada sen varsın
Sevgimi üzme, sevmeyenler yansın
Sevgilim gitme, sensizlik ağlasın
Beni ben eğledin, ruhumda cansın
Her hücrem sen...
Kor alevde yanan kızgın demirle dağlanan,bedenin acısı...
Sensizlik! ...
Yavrusunu kaybetmiş bir ceylanın yürek yanığı...
Sensizlik! ...
Yolunu kaybetmiş dervişin bir başına umarsız kalışı..
Sensizlik!...
Sana sevgilim diyorum
Hala bu cümleyi kurmamak için bile ölmek isterdim
Adın dudaklarımda yok olmadan
Tenin tenimde henüz solmadan
Birbirimize böyle yabancı olmadan
Gözlerine baktığımda...
sensizlik...
kocaman bir ormandı...
gönlümün...
tam orta yerinde...
pınarların...kuşların...yaprak ların...
çıldırtan sesleriyle....
sensizlik...
kocaman bir fırtınaydı....
gönlümün...
en derin yerinde....
sözlerin..gözlerin..nefeslerin ...
tutuşturan esmeleriyle.....
sensizlik...
öyle bir yıkımdı ki..
gönlümün...
en yüksek yerinde....
dumanlar tütmede...
üstünde yeller...
Sensizlik
yazın kuşların meskeni, renkleriyle coşkun ağaç
şimdi
hüznün vebalı salgınıyla sararmış yapraklarını
bir bir döküveriyor ayaklarımın önüne
sensizliği hatırlatırcasına….
Hayrullah...
Aslında hiç kimse yalnız değildir sevgilim
öyle bir an geliyor ki insana
yalnız dolaşmak istiyorsun, ıssız sokaklarda..
İsyan edercesine haykırmak istiyorsun.
Bağırmak seni seviyorum...
Şehrin bir ucundan seyrederken seni,
Kapandı ışığın, söndü bir mum gibi,
Gönülden gelmelerini özlüyorum şimdi,
Gece yarısı kaçışlarımızı,
Oturduğumuz parkları,
Şehrin uzağından bakarken sana,
Yağmaya başladı...
Sensizliğin acısını, gel de gönlüme bir sor.
An gelir buz kesilirim, bazense olurum kor.
“Ayrılık ölümden beter” derler gönlümün sultanı....
sensizlik....
güneşin doğmaması...
çiçeklerin açmaması gibi...
işte...
öyle bir şeydi....
sensizlik...
gözlerin görmemesi...
ellerin tutmaması gibi...
işte...
öyle bir şeydi......
Bugün yine eskilerden birkaç fotoğrafa baktım ve yine sen geldin aklıma…
Senin için paylaştım bu şarkıyı ama senin haberin yoktu.....
Dönebilsek yeniden eski günlere,
Yaşasak hayatımızı delicesine,
Örnek olsun aşkımız tüm sevenlere,
Nazar değsin dünyadaki kem gözlere.
İnce narin ellerin...
Aşk sana benzerdi.
Bütün aşklar sana imrenirken,
Ben sana sahiptim.
Aşkı, acıyı, hasreti sende yaşadım...
Gözlerinin içine her bakışımda?
Ellerim...
Sen var ya sen
Beni yıkan eriten
Kumsalda güneşliyen beyaz gibi
Bronzlaşdı kalbim ve ruhum
Artık benden bir şey bekleme
Ey gönül
Çürüdün artık sen
Paslaşan demir...