Siirler.Biz

Yasak Bir Aşk Hikayesi Bu..!

05.10.2010

Bir lise öğrencisi.. İsmi Melih..

Lise birinci sınıfı gayet güzel dostluklarla kapatıp bitirmişti.. Gayet neşeli, sevecen, insanlara saygısı olan biriydi.. Ama O’ nu arkadaşlarından ayıran bir özelliği kimsenin olmadığı ya da olamadığı kadar romantik olmasıydı.. Slow müzik dinlemeyi çok severdi..
Seside gayet güzeldi.. Dinleyen her insanı rahatlatıyordu. O da şarkı söylemeyi çok seviyordu zaten.

Lise ikinci sınıf gelmişti artık.. Çoğu arkadaşının O’ nunla aynı bölümü seçmesi, O’ nu çok sevindirmişti..
Sınıfındaki ‘sınıf defteri’ ne göz gezdirirken ‘Gurbet’ adında birini görmüştü. Ama sınıfa baktığında herkesi tanıyordu. Yeni bir kişide gelmemişti sınıfa. İçinden; ‘Allah’ ım ne değişik bir isim bu böyle !’ dedi.. ‘Neyse bekleyip göreceğiz bakalım kimmiş bu Gurbet’.. dedi.
En arka sırada oturuyordu Melih.. Yanında da daha o sene samimiyet kurduğu bir arkadaşı vardı.. Diğer gün yabancı bir kız gelmişti sınıfa. Evet ‘Gurbet’ O idi. Yüzüne hiç dikkat etmemişti Melih.. Ama şans bu ki tam önüne yerleşmişti Gurbet. Saçları çok değişik bir renge sahipti.. Daha önce kimsede görmemişti.. Değişik bir ‘sarı’ ydı bu..
Önüne oturmuştu ama bir kelime bile konuşmamışlardı daha.. Melih nerdeyse her tenefüs şarkı söylerdi sınıfta kısık bir sesle.. Hep slow şarkıları tercih ederdi.. O gün Ayna’ dan Anlatmalıymış Meğer şarkısını söylüyordu. Gurbet arkasını döndü ve ‘bu benim en sevdiğim şarkı’ dedi. Oysa daha tanışmamışlardı bile. Melih şarkıyı söylemeye devam etti o güzel sesiyle..

Gurbet’ in gözleri kahverengiydi.. Çok hoş bir yüzü vardı.. Melih az da olsa O’ndan etkilenmişti..
Sınıfta dersteyken ön sıralardan biri sarışınlarla ilgili birşey söylemişti.. Melih önündeki güzel kızı hiç düşünmeden ‘tüm sarışınlar aptal zaten ya’ dedi.. Gurbet aniden arkasını döndü. Melih’ e bakmaya başladı..
‘Aaa Gurbet çok özür dilerim. Gerçekten öyle demek istememiştim. Sarışınların çoğu aptal oluyor sadece.. Sen değilsin yani’ dedi Melih.. Galiba böyle söyleyince Gurbet’ in siniri geçmişti..

Melih silgi tozlarını hep ön sıraya üflüyordu.. İlk üfleyişinde Gurbet O’na yine kızmıştı.. Melih birdaha böyle birşeyin olmayacağına söz vermişti ama hep bunu unutarak üflüyordu silgi tozlarını Gurbet’ in sırtına..

Devam:

Sonralarda alışmışlardı birbirlerine.. Gayet iyi iki arkadaş olmuşlardı.. Ama sanırım bu arkadaşlık arkadaşlığında ötesine gidecekti. Gurbet Melih’ in gözlerinin içine öyle bir bakıyordu ki.. Melih’ te O’na bakmaktan kendini alamıyordu. Birbirleriyle fazla konuşmuyorlardı ama o bakışlar sayesinde konuşmanında ötesine gidiyorlardı belki..

Melih aşık olmuştu.. Aralarda hep durumunu anlatan şarkılar söylüyor; Gurbet’ inde O’nu önden dinlediğini biliyordu..
Artık Gurbet’ e bunu açmanın vakti gelmişti. Ama konuşarak olmayacaktı bu..

Bir Cuma günü; Gurbet kağıda şarkı isimleri yazdı.. ‘Biliyorsan sözlerini yazar mısın bu şarkı sözlerinin’ dedi Bazı şarkıları biliyordu sadece.. Hafta sonu bilgisayarından tüm şarkı sözlerini bulmuştu Melih.. Ve şarkıların arasına şiir koymuştu.. Şiirin başlığını büyük puntoyla yazdı. Çünkü başlık şöyleydi: ‘Sen Benim Aşkımsın’..
Pazartesi günü, Gurbet kağıtlardaki şarkı sözlerini görünce çok mutlu olmuştu.. ‘Teşekkür ederim’ dedi..
Melih her zaman O’na; kağıt hazırlayıp, içine şiir ve şarkı sözleri koyup Gurbet’ e veriyordu. Artık Melih kendisinden emindi.
Gurbet O’na aşık olmuştu..

Artık geriye sadece bunu Gurbet’ e söylemek ve yeni bir aşkı başlatmak kalmıştı..
Gurbet’ de O’ na bir kağıt vermişti.. İçinde uzun şiirler vardı. Melih şiirleri okudu.. Çok beğenmişti. Gurbet’ e sordu: ‘Çok güzel. Çok teşekkür ederim. Şairi kim bu güzel şiirlerin ?’
‘Eğer beğendiysen; benim şiirlerin şairi..’ Melih inanamıyordu.. Nasıl bir yetenek vardı bu kızda ? Şiirler gerçekten harikaydı..

Sınıf öğretmeni, yer değişiklikleri yapmak istemişti.. İkisininde yerleri değişmişti; ama bu seferde yan sırasına gelmişti Gurbet Melih’ in. Aslında bu biraz daha iyi olmuştu.. Artık silgi tozlarını sırtına üflemeyecekti Gurbet’ in..

21 Haziran; Devam:

(Gurbet İstanbul’a Çorum’dan geldi..)
Günler güzel geçiyordu.. Konuşmalardan çok bakışmalar vardı sınıfın boş kalabalağının içinde..
Melih’ in Lise birinci sınıftaki hali gitmiş, sanki yeni bir Melih gelmişti sınıfa.. Fazla konuşmazdı. Tenefüslerde dışarı çıkmazdı.. Hep buruk bir suratı vardı yüzünde.. O’na gülen gözlerle bakan yüzlere buruk bir gülümseme..
Gurbet O’na; ‘Neyin var senin ? Neden hep böyle suratın asık?
‘Yok bişey.. Herzaman ki halim..’
‘Yalan söyleme.. Geçen sene hiçte böyle değilmişsin..’
‘Ben aşık oldum..’
‘Kime?’
‘Boşver.. Sonra söylerim sana; olur mu?’

Melih O’na İclal Aydın’ ın Seni Seviyordum şiirini getirmişti.. Melih Gurbet’ in kız arkadaşlarından O’nun çok güzel şiir okduğunu duymuştu. Ve Gurbet’ e ‘bu şiiri bana okur musun ?’ dedi. Gurbet teklifi kabul etti.. Ders boş olduğundan en ön sıraya geçtiler. Gurbet şiiri okumaya başladı. Okurken heryeri titriyordu..

‘Sana uzak kentlerden birinde, zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı aksam güneşi…
Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi
İnsan hergün anımsarmı aynı gözleri..
Seni seviyordum ve senin haberin yoktu
Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesden başkaydı işte.
Güldüğü zaman yukarıya bakardı;
Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı.
Ne güzeldiler.. sen bilmiyordun,
Ben Seni Seviyordum..’…

Ne kadar güzel okuyordu şiiri.. Ne kadar içten.. Melih’ in artık herşeyi itiraf etmesinin vakti gelmişti..
Sınıfta O’nlardan başka 4-5 kişi vardı.. Ve unutulmayacak bir günün saatleri başlamıştı..
Melih: ‘Hani ben sana neyim olduğumu sonra söylerim demiştim ya?
‘Evet. Ama ilk önce ben birşey söyleyebilir miyim ?
‘Tabiki’
‘Melih.. Sen çok iyi birisin.. Ben seninle dost olmak istiyorum.. İkimizinde ortak yanları çok..
‘Hayır! Seninle dost olmak istemiyorum..’
‘Neden ?’
‘İşte.. Nedeni yok..!
‘Hani bana kime aşık olduğunu söyleyecektin ya?’
‘Evet?’
‘Bunu asla söylemeni istemiyorum.. Çünkü ne diyeceğini çok iyi biliyorum.. En başından beri biliyordum herşeyi..’
‘Bende biliyorum herşeyi.. İkimizde birbirimizn taa gözlerinin içine bakıyorduk. Ve ikimizde bunun farkındaydık.. Ee ,artık öğrendin herşeyi.. Bişey demicekmisin?
‘Melih.. İmkansız bu.. Benim kalbim dolu..’

Melih bu cümleyi duyduğu anda yıkılmıştı.. İçi titremeye başlamıştı.. Ne diyeceğini şaşırmıştı..
Eğer kalbi doluysa Melih’ in gözlerine nasıl öyle bakıyordu ?

‘Nasıl ? Anlamadım?’

Devam: (03/07/07)

‘Benim Çorum’ da sevdiğim biri var.. Biz birbirimize söz verdik.. Ne olursa olsun asla ayrılmayacağız.. Ben O’ nunla iki aydır konuşmuyordum. O arada sen çıktın karşıma.. Sende aynı O’nun gibisin.. Hayata bakış açın aynı O’nun gibi.. Sen sadece aklıma girdin.. Benim kalbim O’nun..’

Yalan dünya.. Bir anda nasıl yıkılıveriyor bütün umutlar.. Sadece ‘sus’ görüyordu ikiside..
Melih’ in gözleri dolmuştu.. Belli etmemeye çalışıyordu Gurbet’e..

‘Ya Gurbet, peki böyle birşey nasıl oluyor.. Senin kalbin O’ndaysa benim gözlerime nasıl böyle bakabiliyorsun ki?
‘Herşey için üzgünüm Melih.. Herşey için.. Ne olur beni affet.. İkimiz iyi arkadaş olabiliriz.. Sen benimle arkadaş kalacak mısın?’
‘Hayır………. Evet, Evet..’

Boş ders bitmek üzereydi.. Melih Gurbet’ e hiç birşey demeden dışarı çıktı.. Bahçede tek başına dolanıyordu.. Ağlamak istemiyordu ama istemeden geliyordu gözündeki yaşlar.. Ne yapacağını şaşırmıştı.. Vaz mı geçmeye çalışmalıydı bu sevdadan.. Yoksa sımsıkı tutunmalı mıydı? O bile bilmiyordu bunu..
Tekrar sınıfa çıktı. Sırasına geçti, hiç konuşmuyordu..
O sırada Gurbet geldi yanına..

‘iyi misin?’
‘Hiç iyi değilim Gurbet, hiç iyi değilim..’
‘Konuşalım istersen..’
‘Hayır konuşmak istemiyorum..’ dedi Melih ve oradan kalktı.. Gurbet yine arkasından geldi.. ‘Konuşalım..’ dedi..
‘Peki..’ dedi sadece Melih..

‘Lütfen iyi ol..’ dedi Gurbet..
‘Ben artık hep böyleyim.. Ölene kadar..’
‘Yaa Melih böyle yapma..’
‘Bak Gurbet, bu verdiğin söz elbet bir gün yalan olacak.. Birde bir daha Çorum’ a dönmeyeceksin.. Böyle bir beraberlik nasıl olabilir ki? Ama ne olursa olsun.. Ben seni hep seveceğim.. Ölene kadar.. ‘

Gurbet gözlerine baktı uzun uzun.. Hiç birşey söylememişti..
Okul bitti. hiç bir şey söylemeden birbirlerine, çıktılar sınıftan..
Bir dahaki gün, Gurbet Melih’ e üç sayfalık bir yazı yazmıştı.. Melih ilk defa birinden böyle birşey alıyordu..
Sınıfın bir köşesine geçti.. Okumaya başladı.. Gurbet O’ndan herşey için özür diliyordu yine. Onu affetmesini ve arkadaş olmalarını istiyordu..
Bir yerde şu cümle geçiyordu..
‘Ben senin gözlerine her baktığımda, seninle her konuştuğumda O’nu düşünürken nasıl seninle olmamı istersin benden?’
Belkide haklıydı Gurbet.. Belki O’nun yanında hissetmek için bakıyordu Melih’in gözlerine.. Ama hayır.. Böyle birşey olamazdı.. Kabul etmek istemiyordu..

Devam: 23/08/2007

sevdaya, aşka tutulacak oruçların başlangıç imzası atılmıştı.. gözler birbirine tutsaklığı oyun biliyordu ama olmazlar olura izin vermiyordu..
gurbet, melihe ilk mektubunu yazmıştı.. melih kağıdı gördüğünde yüzüne şaşkınlık olta atmış, mutluluk olmuştu.. yazıya karşılık vardı elbet..
ama bu yazışmaların aylarca devam edeceğini melih bilmiyordu.. üzüntüye katılan sevinçli yanlar olacaktı.. bir gülüş bin umuda bedeldi.. uçan kelebeğin kanatlarında taşıdığı sevgi parçacıkları bile melihi mutlu ediyordu..
sevgi istiyordu, sevilmek.. karşılığından emin bir aşkın başkasına ait olduğunu öğrenmek bir yürek
harbiydi.. evet biliyordu melih tek taraflı sevdiğini.. ama kararlıydı pes etmek yoktu..o sevmesede melih onu hep sevecekti.. arada bakışmaları oluyordu..uzun uzun olmasada gözler değiyordu birbirine.
dokunuyordu sevgiyle.. melih artık gülmüyordu..yüzünü asmıştı O’nun giden aşkının peşine.. gurbetin arka sırasına geçiyordu bazen..konuşmalar oluyordu aralarında.. artık herkes biliyordu melih’un aşkını ve karşılığının olduğu düşünülüyordu.. çünkü beraber geçirdikleri vakitler günden güne yalan gibi gebe kalıyordu
çoğalmaya.. beraber ders çalışıyorlardı ara sıra..
gurbet’te seviyordu melihi ama sevginin türü farklıydı.. melihin aşkı büyüyordu her beraber geçirilen anda.. anlar aşk oluyordu, çağlıyordu.. yenilen haram bir lokma nası boğazında kalır sana ölümü tattırır.. işte melihin aşkıda
öyleydi ona acı veriyordu bazen.. sınıfta çok fazla konuşamadıkları için artık tam anlamıyla yazıyla
anlatıyorlardı birbirlerini.. melih gece ikiye üçe kadar yazıyordu kendini kağıtlara.. inandırmaya çalışıyordu gurbeti aşkının gerçek olduğuna dair.. ama gurbet inat
ediyordu. çünkü O’na göre inanmak sevmekti.. melih şiirler veriyordu ona.. kendine derinleriyle anlatan şiirler..
O ise şiirlerle yaralanıyordu.. şiirlerin içinde isyan dolu sözler saklıydı.. yani öyle düşünüyordu.. isyan yoktu aslında.. melih öyle seviyordu onu ve sevgisinin ne kadar büyük olduğunu göstermeye çalışıyordu.. melihin çabası boşunaydı.. gurbet sadece sevdiği zaman inanacaktı ona..

Devam: 24/08/2007

konuşmaları hergün oluyordu ve konuştukça ortak olan özellikler
çıkıyordu ortaya, özel oluyordu..
gurbet baktıkça melih seviyordu..beraber gülmeler beraber kızmalar..ara sıra tartışmalar da oluyordu aralarında.. sonunda bir özür af kılıyorrdu tüm yaşananları.. gurbet bir ara yazmamaya karar verdi..melih nedenini soruyor merakı kabarıyordu.. gurbet onu umutlandırdığını ve bu yüzden bir an için yazmak istemediğini söyledi.. melih yazsın istiyordu elbet.. sevdiği ona emek harcıyordu her harfinde..

umutlar yok edilmezdi öylece.. yokluk olsa sevgi olmazdı..ama melih azalttı umutlarını ve ona karşılık beklemeden sevdiğini söyledi.. isterdi o da kendisini deli gibi sevsin ama başkası vardı.. gurbet şiirler yazıyordu.. melihe olan şiirler ve gurbeti anlatan şiirler.. ara ara veriyordu.. melih mutlu oluyordu her şiirde.. bir gün sınıftan biri melihe gurbetle çok yakıştıklarını söyledi.. melih ona olan aşkını anlattı çocuğa ve başkası olduğunu..bunun üzerine o gurbetle konuştu..
melihin çok sevdiğini o da anlamıştı ama gurbet anlamıyordu.. bir düşün dedi gurbete.. araya giren 4-5 günlük bir tatil vardı.. gurbet melihe düşüneceğini söyledi.. melihin gözleri gülüyordu o an.. tatil bitmişti ve melih cevabı bekliyordu.. olmazlar pusu kurmuştu yine her yana ve yine olmazdı.. bir kaç hafta geçmişti.. zaman akışına hız veriyordu bazen ve yarı yıl tatili gelmişti.. okulda konuşmalar geçti arası olmayan iki kişi arasında.. yine olmazdı ve olmayacaktı..unutmasını istedi gurbet, daha fazla üzülmemesini.. aşk acıydı, acı kabulleniş.. sahile gitmişti melih.. yine asılmıştı yüzü aşksızlığa..
gurbette arkadaşlarıyla gelmişti sahile.. melih oturmuş denizi izliyordu.. sonra gurbetle konuşmaya başladılar.. gurbet O’ndan vazgeçemeyeceğini anlattı melihe.. gurbet başkasına aşıktı, melih gurbete. aşk güzeldi.. eşsizliği vazgeçirmiyordu.. melih gurbetin fotoğrafını çekmek istedi anı ölümsüzleştirmek için.. önce alınan cevap hayırdı ama sonra izinler verildi ve ele cansız bir suret geçmişti.. mutluluk olmuştu..ayrılık vakti gelmişti..günler geçecekti aradan ve geçmişti.. bakışlar yolunu bulmuştu..
melih bir sürü şiir hazırlamıştı gurbete.. içinde gurbetin şiirleride vardı.. o gün birbirleriyle hiç konuşmamışlardı.. diller başkalarına sözleri sıralıyordu ama birbirlerine lal olmuştu.. gurbet o davranışlardan melihin artık onu fazla sevmediğini düşünmüştü.. hayırdı düşünülen.. melih seviyordu onu..
melihte o davranışlardan gurbetin onu gerçekten sevmediğini düşünmüştü..
çıkarılan sonuçlar bir günde sevgisizlikti.. geçmişti ama o düşünceler ve haller eskiydi artık..

melih gurbete bazen ingilizce çlıştırıyordu.. tabi ders bahane, önemli olan bir arada olmak.. melihin elleri titriyordu anlatırken.. içinin heyecanı dışına titreme oluyordu.. beraber günlerin bir önemi yoktu.. gün gündü ve geçmeye sahipliydi.. okulun son günlerine girilmişti.. adalara gezi vardı ve gurbet gitmeye karar ermişti.. sonra melihe sormuştu ‘sende gelecek misin?’diye.. melihin cevabı ‘sen gidersen bende gelirim’ olmuştu.. gurbet mutlu olmuş ve gülümsemişti.. melih gurbetin sonunda onu sevdiğini düşünmüştü..
ve ada günü.. her dakika beraber geçmişti.. güzeldi.. melih çok mutluydu.. birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlardı.. gurbet melihe baktıkça aşık oluyordu.. sevgilisinden ayrılmıştı ama ondan vazgeçemeyeceğini düşünüyordu.. vazgeçmişti geçmişten ve aşk koyulmuştu kalbe..

Devam: 28/08/2007

daha sonra olacak günlerde ne olacaktı.. aşk vardı artık.. bir mağarada kalan küçük bir çocuk mu olmalıydı? yoksa açığa çıkıp kendini ortaya koymalı mıydı?bir şiir yazıldı aşka benliğini dayamış.. her şey anlatıldı o şiirde..ve verildi melihe..ilk başta bir şey anlamamıştı.. sonra konuştu gurbetle ve her şey çıktı ortaya..
biliniyordu artık aşk..tırnaklarını geçirip kalbe çıktı ortaya..melihin yüzüne artık gülümseme olta atmıştı.. aşk her şey miydi? yoksa her şey aşka mı bağlıydı? başka mutluluklarda vardı elbet ama aşk heyecan demekti..
gurbet bir rüya gördü..melih ve kendisi vardı o rüyada..uyandığında rüyanın etkisinde kalmak kötü bir şeydir elbet..
ama bu güzeldi..melihe anlattı rüyasını ve o da mutlu olmuştu..bilinç altı oyun oynuyordu gurbete..

yaz gelmişti ve tatil vardı elbet..3 ay da neler olacaktı..gurbet geldiği o küçük şehire gidecekti..geldiği yerde geçmiş vardı
ama geçmişi silmişti zaman.. ve tatile girilmişti.. melih çalışacaktı ve artık msn konuşmaları da olamazdı..
yani öyle zannediyorlardı.. evet melih çalışıyordu ama işe saat 5 te gidiyor ve o saate kadar fırsat buldukça konuşuyorlardı..
gurbet sonunda gidiyordu bu şehirden.. giderken telefon numaralarını aldılar birbirlerinin..
yüzler seslerle canlanacaktı.. her şey tam anlamıyla konuşmalarda ortaya çıktı.. itiraflar baş koydu duyulmaya..
melih her geçen gün daha da mutlu oluyordu.. seviyor seviliyordu..gurbetin zor günleri oluyordu.. aldatıldığını öğrenmişti ve melih ona teselli oluyordu..aşk büyüyor büyüyor ve çığlık oluyordu… gurbet sevdiği zannettiği kişiyi gördü bir gün ve anladı melihi gerçekten sevdiğini.. melih önemliydi, özeldi, tekti ve
sevilen herkes gibi farklıydı.. birbirleri için endişeleniyorlardı artık.. aynı şeyleri düşünüp, aynı şeylere kızıyorlardı..
bir insan birini sevdiği zaman benliğinden bir şeyler feda eder ve iki kişi bir kişi olur aşkla.. düşler,hayaller,gelecek planları ve her ne olursa olsun sözle duyuluyordu kulaklarda.. belki bir ömürdü paylaşım belki bir ‘an’dan öte gitmeyecekti.. güzel olan geleceği bilmemek ve öyle yaşamak,
sözlerle yaşlanmaktı..aralarında söylenen sözlerin önemi vardı.. her harf değerli ve boşa sarfedilenler atılmıştı dillerden..
sevginin gerçekliği alınmıştı içe..
aşk kovalanan günlere başlanacak şimdilerde.. gözlerin birbirine bakışı anlamlanacak ve bin bir anlam yüklenecek..
sevildiğini bileceksin, ölçeceksin kendini onunla..

eğer onların bir geleceği olursa tüm forum bilecek bunu..

hikayemizi okuduğunuz için çok teşekkür ederiz..

Tarih: 24 Haziran 2008
Hayata, aşk dolu günlere devam…

Tarih: 23 Kasım 2009
‘Aşk belki, ağlamaktır.. Ağladıkça anlarsın, anladıkça ağlarsın..’
Ağladıkça anlıyor, anladıkça ağlıyorum..

Yüreğimin derinliklerindeki sevda kabarcıklarının fokurdaması duyuluyor, kendi iç basınçlarını açık hava basıncına eşitlemek istemiyorlar bir türlü. Çünkü eşitlerlerse dışarı çıkarlar ve sevda biter, aynı zamanda acıda. Ama için acının gitmesini istemiyor. Ne kadar kötü olursan ol içindeki o acı gitmek istemiyor, sahipleniyorsun onu; ‘sen benimsin’ , ‘sen sevgilinin bende bıraktığı son parçasın’ diyorsun. ‘sen gidersen ne kalır ki benden geriye, koca bir hiçten başka..’

Tarih: 23 Nisan 2010
belki bir gün özlersin.. başka adamlarla, başka şehirlerde yürürken..
okuduğun ilk roman, sevdiğin ilk adam.. yasal acılarından, hatta yalnızlıktan..
belki dolar gözlerin.. başka adamlara, başka şehirlerde.. belli etmezsin. belki bir gün özlersin..
ben hala sendeyim, senle değil ama, sendeyim..

Etiketler:

Yorumlar
  1. neslihan dedi ki:

    vazgeçmemek bu çok önemli herkez sevebiliyo ama herkez peşinde koşamyo ben sevyrm diyebilmemk ve vazgeçememk hemde başkasını sevdğini bile bile çok sevebilmek sevmesi için çabalamak bunu herkez yapamz. herkez sever herkez yanar herkez ağlar ama çabalıyamazlar…

  2. tihame dedi ki:

    ssaevmek yurek ister diyorum bende esimi cok sevmistim ama o beni sevmedigini soyledi bu aci bir sey.fakat sevmeyipte karsisindakini bekletmek ona genede umit vermek daha aci bence kangrenli parmagi kesmek gerek tabiri caizsse siir yazmistim esime sitemkar bir dille ama okutmadim anlayabilecegini sanmiyorum ..yuregimden kopan sozlerim..RUHUMU HAPSE ALAN YAR..BENLE DEGIL HESABIN ALLAHLA VAR..YAPTIGINA ETMEZ ISEN AR..BUDUNYANIN AHIRETIDE VAR..BASIMI EGMISSEM ONE..ELBET DIKECEK BIRGUNUMDE VAR..SITEMLE DOLUYSA YUREGIM.. ELBET ESECEK RUZGARIMDA VAR BENIM..

  3. rabiş dedi ki:

    gerçekten bu tür imkansız aşklar olmuyor değil.aynısı
    benimde başıma geldi hatta daha acısı insanın toparlanması zor oluyor.temiz sevgiler temiz bakmayan insanlar tarafından tükeniyor en acısıda bu

  4. fatma dedi ki:

    aynısını bende yaşadım bu sene hala seviyorum bekliyorum

  5. sevda dedi ki:

    bence cok guzel bisey seve bilmek alamak nedense hekez sevemiyor ama dunyanin en buyuk hazinesidir sevmekkk sevdin kisi icin alaya bilmek ama herkezde bizde oldu yurek yok dunyanin en guzel seyidir sevgi ve allaha gifkur dunyanin en guzel seyinden tatiyozuz

  6. sende saklı dedi ki:

    aşk mutluluğu gerçek bi insanda aramaktır yani karşılıksız aşklara karşıyım ama burda gurbet ne kadar inkar etsede melihi ilk baştan beri seviyor çünkü bi insanı gözlerinin içine bakmak cesaret ister

  7. asena dedi ki:

    çççççççoooooooooookkkkkk seviyorum seni gizli aşık

  8. aygul dedi ki:

    cok quzel ya

  9. ipek dedi ki:

    bir gul olmak isterdim dalimdan koptugum an sadece senin icin kopayim ve sadece senin avuclarinda solayim diye bitenm…………..

  10. askim dedi ki:

    neyse affetim azcik guzel olmus oda cok yazdin icin okmi

  11. esma dedi ki:

    MELİH GERÇEKTEN SEVİYOR ONU BİRİ İÇİN AĞLAMAK HELEDE O KİŞİNİN SEVDİĞİ OLDUGU İÇİN AĞLAMAK ONUN İÇİN ÖLMEK,HER ŞEYDEN VAZGEÇMEK DEMEKTİR.. AMA BUNU KARŞINDAKİNİN ANLAMASINI BEKLEMEK ÇOK ZORDUR…İNSAN ÇOK SEVDİĞİ İLK GÖRÜŞTE ONA BİRŞEYLER HİSSETTİĞİ KİŞİNİN BAŞKASINI SEVDİĞİNİ ÖĞRENMESİ…..HAYATTAKİ EN ZOR ŞEYDİR…AMA VAZGEÇMEMEK EN ÖNEMLİDİR…