Siirler.Biz

Resmine Ağlayan Gece

07.08.2012

Firara kalkışırken siyah saçlarının hapsinden,
kapkara boşluklar sardı her bir yanımı.
Ölen tüm hücrelerim doluştu kafatasıma;
boğmaya çalıştığım beyin kıvrımlarından canlanan yalnız Sen varsın:
Kaldır, başımı sıkıştıran bu cendereyi kaldır!
Yetim kederlerimi soylar yürüten sinene almak olsun en büyük sevabın.
yabancı durduğun yabansı hayatıma
gel de ihsan et eşsiz güzelliğini!
Sonsuz cennetler ol, bir daha gitme benden,
ben artık ben olmayayım gel!

yıldızların şaşaasından derlenen gözlerinin rengini,
al beyaz laleler devşiren nisan kokusu yanaklarını,
güneşler yakan ellerini getir!
Sonsuz şenlikler başlatan gülüşünü,
geçmişi, geleceği,
hüznü, kederi,
coşkuyu da neşeyi de al; gel!

Âleme yaydığın bu coşkulu neşenin rengi
benim gözlerimde hasrete dönüyor, neden?
Aklımı yatırır buz kesmiş karların ıssızlığına:
İnsanlığın bütün ikilemleri kıyama durur.
Nasıl kurtulursun yokluğuna adanmış bir yüreğin yörüngesinden?

Anla artık, anlamaz kimse daralan bir göğüs kafesini deliler kadar:
Su kadar hayatta gizlidir Allah’ın sevgisinde ezilen bir deli.
Ömrünü ısıran yabancılar bilemez bir annenin sarhoşluğunu,
nasıl bilmezse Kays’tan başka kimse Leylâ’nın çölünü,
gurbet sayıp dışladığın bir deli kadar.

Hala mı, kaçman mı gerekir taş bağlayan korlara dalmış yüreğimden?
Her yabancı rüzgarda dalgalanan saçlarını al öyleyse,
ardınca denizler çağıran endâmını,
gecemi aydınlatan gözlerini de götür!
Asla almam dersen ejderhalar yayılan dünyana,
milyarlarca dünyanın altında ezilen kalbimi de al götür!
Al, zemherimden başka nice baharlara güller deren ellerini,
ayrıksılığımı buhranlara salan kahkahaların da kalmasın.
Bırakma günlerimde yalancı saflığının gölgesini bile;
derdine katlanan dertlerimi,
uykulara muhtaç gecelerimi,
sana doğru sayan saatlerimi,
Özleminle koşuşan gündüzlerimi,
yokluğundan düşülmüş günlerimi,
hayalinle çağlayan ömrümü de al götür!

01/06/2012 Güzelyalı/Çanakkale

Cem Yakup Çomak

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.