Rüzğarına şiirler yükledim
Sahilinde şiirler okudum
Fruze gerdanlık zümrüt işlemeli
Ege’nin boynunda Marmaris
Ormanı yeşil ateş
Denizi mavi ateş oldu bana
Batmayan güneşti bana
Sarıana türbesi
Batmayan güneş...
hamdioruc
Ben gönlümü denizlere saldım…
O ışık avcısı avlasın denizlerin güneşini ayını...
Gönlüm mavi göklerin dili olmak için
Yalnızlığa uçan miho kuşum...
O deniz gibi...
Mezar taşı bakma yüzüme öyle
Bana bir şeyler söyle
Ölüler mezarda dipdiri de
Seni görüyor halini soruyor de
Yan yan ölünün derdine
Ufalan ufalan bittiğini...
Mutsuzluk bütün evlerden uzak ol
Ağlatma çocukları
Uyanıp koşuyorum babama
Çiçeklerle doluyorum her sabah
Güneş gibi bakışları babamın
Babamın içinde ışık
Babamın parmaklarından akan şefkat
Uçurtma oluyorum
Maviliğinde...
Bir seher vakti
Ok atıyordu eylül
Yaralıydı gül
Vadiyi ateşe vermişti
Bülbül
Geldi bahar
Kan vermek için güle
Can geldi bülbüle
O vadide dindi göz yaşı…
Boşa geçti kaç...
Ölüm gelmişti şaire beklenmedik anda
Masada defteri
Defterinde
Yarım kalmış mısra
Yarım kalmış şiir
Elini daha çabuk tutardı
Ölümü bilseydi şair
Makineleri durmuş bir fabrika
Çok mu önemli bir...
Çocuk penceresinde kışı bekledi.
Düşündü:
"Kardan adam yapabilecek miyim bu kış yine?"
Çiftçi penceresinde kışı bekledi.
Hayal etti
Kar altında ekinler...
Ben de kışı bekledim.
Kış geldi
Ve...
Derde derman gelmedi mi
Gül kokular gelmedi mi
Beklenen ferman gelmedi mi
Hala önünde develerin gönlüm
Öpülsün gül gül izler
Sök dişlerini engellerin
Zamanı gelmedi mi...
Geç kaldım
Geç kaldım
Ey eli yüzü kirli çocuğum
Yangın yıllar yaşayan gönlüm
Tabip ellere geç kaldım…
Bülbül dilim susmuş yıllarca
Gül sofralara uzaklarda
Ey bahar güneşi...