zalimliğine taviz vermiyorsam
bil ki saygımdandır
aşkına zalimce davranıyorsam
bil ki yaramdandır
seni sana bırakıpta gidiyorsam
bil ki acımdandır
seni unuutmak istiyorsam
bil ki
sana olaan...
Sizin Şiirleriniz
Sizde kendi yazdığınız amatör şiirlerinizi bizimle paylaşın şiirleriniz burada yayınlansın
Pirince yapışmış, beyaz taş gibi
Toplumda gizlenen, ne sülükler var!
Meyve diye, hasatta yekün tutan
Sağlama ayrılmış, ne çürükler var !
Dokununca damarına köpürür
Tüm...
Yaşar iken bilmeli, zamanın değerini
Herkes kendisi vursun, nefsine eyerini
Canlar Canân’ı bulsun, hissettirsin yerini
Bakamazsın yüzüne, tabutun aynası yok
Ölüm nasihat amma, ölene...
-oğula, oğullara, oğulverenlere –
Vâsi atanırsa, hür iradene
Aklını, fikrini çaldırma oğul
Sorumluluğun var, can varedene
Vazifen yaşatmak, soldurma oğul
Hem dünyalık gözün, hem kalbî...
Söylenen bunca söz kalmış öğütte
vefa; semtin adı "bile" değilmiş...
Balık çıkmış, güneşlenir söğütte
İnen yağmur küle, "göle" değilmiş...
Hani insan donup kalır ya...
Isırıp ısırıp kanatmak niye?
İnsanoğlu başka birşey olmalı
İki eli, iki ayak yetersiz
İnsanoğlu başka birşey olmalı
Hırsı vardır, duyguların önünde
Yelkenlisi, rüzgârın ters yönünde
Sürdüğü...
“Var!” denildi, ayak sürdük toprağa
Hakk’ın divanına durmaya geldim
Muhabbeti, su yürütür yaprağa
O Kutlu Nebi’ye ermeye geldim
Tebessümler sahte, bakış riyakâr
Kimine zayiat, kimisine...
Kelimeler topladım ben yıllarca
Mânâ yükledim de, şiire döndü
Talihsiz bahtıma, kafiye koydum
Nice çözülmezler, uğura döndü
Söz harmanı, hazır ise hasada
Bütün yollar, kapalıdır...
Tanıyasın Yaradan’ı her daim
Üzerine farzdır, “boşlama” oğul!
Halk içinde hizmetkâr ol canlara
Tek kişilik hayat “düşleme” oğul!
Kanmayasın, şu dünyanın süsüne
Cazip görüntüsü, gümbürtüsüne
Mevlâm...
Dedikodu söz savla
Bir gün oynadık tavla
Sende tut beni avla
Leyla leyla can leyla
Kapıları açarım
Seni vurup kaçarım
Çaresizim naçarım
Leyla leyla can leyla
Ben yürürüm...
düşünüyorumda senden daha tatlı kım var kı
sen değişilmez bir güzelliksin
o küçücük yüreği kocaman bir sewgiyle dolu
güzelliklerin şehri işde o sensin...
Söktüğü cihazdan vida artıran,
Çömez usta gibi şaşkınım dostlar
İnsanlık yaralı, yoğun bakımda
Duyulmaz sesimiz, küskünüm dostlar
Türkü dersen, türkü yaktık yöreden
Evren’e ışığız, mavi...
Tecelli nurlarının, gönülde yansıması
İnsanı kamil eder, kazandırır ihlası
Öptürür seccadeye, alnını sücudlarda
Allah’tan korkan mü-min, giyer haya libası
İçimden geldi yazdım, keşke böyle...
Yine yorgun gözlerim yine uykusuz
Hançer gibi keskin sözlerin yaralar beni
Bir anlasan beni ahh bir anlasan
Anlarsın cellat kırmızısı gözlerimde sabahlasan
Yorgun bu...
ESKİSİ KADAR
Günlerden ayrılık mevsim yalnızlık
Işıklarım sönmüş odam karanlık
Ecelle yaptığım yaman pazarlık
Beni korkutmuyor eskisi kadar
Islak kaldırımlar ıssız sokaklar
Tanıdık geliyor bütün acılar
Duymaktan...
Karşılıksız Sevense Ben
Sabah gözlerimi açtığımda sen
Gece gözlerimi kapatırken sen
Kalbimde Sen, Her yerde Sen
Karşılıksız Sevense Ben
Sevmeyen Sen
Değer...
İnsan bu!, mayası atık bir su
Kibri dağlardan yüksek
Hem eşrefi mahlükat, hemde ‘’belhum edeldir’’
İki vasıf var onda
Hem melek hem şeytani
Bir bedende...
Hasan yiyince ağı
Çözüldü dizin bağı
Katil Yezit alçağı
Yan Hüseyin Hüseyin
Aşureni yiyorum
Gömleğini giyorum
Şahı merdan diyorum
San Hüseyin Hüseyin
Dicle inleyen nalan
Görünen serap yalan
Fitneden geri...