Siirler.Biz

Sizin Şiirleriniz

Sizde kendi yazdığınız amatör şiirlerinizi bizimle paylaşın şiirleriniz burada yayınlansın

zalimliğine taviz vermiyorsam bil ki saygımdandır aşkına zalimce davranıyorsam bil ki yaramdandır seni sana bırakıpta gidiyorsam bil ki acımdandır seni unuutmak istiyorsam bil ki sana olaan...
Pirince yapışmış, beyaz taş gibi Toplumda gizlenen, ne sülükler var! Meyve diye, hasatta yekün tutan Sağlama ayrılmış, ne çürükler var ! Dokununca damarına köpürür Tüm...
Yaşar iken bilmeli, zamanın değerini Herkes kendisi vursun, nefsine eyerini Canlar Canân’ı bulsun, hissettirsin yerini Bakamazsın yüzüne, tabutun aynası yok Ölüm nasihat amma, ölene...
-oğula, oğullara, oğulverenlere – Vâsi atanırsa, hür iradene Aklını, fikrini çaldırma oğul Sorumluluğun var, can varedene Vazifen yaşatmak, soldurma oğul Hem dünyalık gözün, hem kalbî...
Söylenen bunca söz kalmış öğütte vefa; semtin adı "bile" değilmiş... Balık çıkmış, güneşlenir söğütte İnen yağmur küle,  "göle" değilmiş... Hani insan donup kalır ya...
Isırıp ısırıp kanatmak niye? İnsanoğlu başka birşey olmalı İki eli, iki ayak yetersiz İnsanoğlu başka birşey olmalı Hırsı vardır, duyguların önünde Yelkenlisi, rüzgârın ters yönünde Sürdüğü...
“Var!” denildi, ayak sürdük toprağa Hakk’ın divanına durmaya geldim Muhabbeti, su yürütür yaprağa O Kutlu Nebi’ye ermeye geldim Tebessümler sahte, bakış riyakâr Kimine zayiat, kimisine...
Kelimeler topladım ben yıllarca Mânâ yükledim de, şiire döndü Talihsiz bahtıma, kafiye koydum Nice çözülmezler, uğura döndü Söz harmanı, hazır ise hasada Bütün yollar, kapalıdır...
Tanıyasın Yaradan’ı her daim Üzerine farzdır, “boşlama” oğul! Halk içinde hizmetkâr ol canlara Tek kişilik hayat “düşleme” oğul! Kanmayasın, şu dünyanın süsüne Cazip görüntüsü, gümbürtüsüne Mevlâm...
Dedikodu söz savla Bir gün oynadık tavla Sende tut beni avla Leyla leyla can leyla Kapıları açarım Seni vurup kaçarım Çaresizim naçarım Leyla leyla can leyla Ben yürürüm...
düşünüyorumda senden daha tatlı kım var kı sen değişilmez bir güzelliksin o küçücük yüreği kocaman bir sewgiyle dolu güzelliklerin şehri işde o sensin...
Söktüğü cihazdan vida artıran, Çömez usta gibi şaşkınım dostlar İnsanlık yaralı, yoğun bakımda Duyulmaz sesimiz, küskünüm dostlar Türkü dersen, türkü yaktık yöreden Evren’e ışığız, mavi...
Tecelli nurlarının, gönülde yansıması İnsanı kamil eder, kazandırır ihlası Öptürür seccadeye, alnını sücudlarda Allah’tan korkan mü-min, giyer haya libası İçimden geldi yazdım, keşke böyle...
Yine yorgun gözlerim yine uykusuz Hançer gibi keskin sözlerin yaralar beni Bir anlasan beni ahh bir anlasan Anlarsın cellat kırmızısı gözlerimde sabahlasan Yorgun bu...
ESKİSİ KADAR Günlerden ayrılık mevsim yalnızlık Işıklarım sönmüş odam karanlık Ecelle yaptığım yaman pazarlık Beni korkutmuyor eskisi kadar Islak kaldırımlar ıssız sokaklar Tanıdık geliyor bütün acılar Duymaktan...
Karşılıksız Sevense Ben Sabah gözlerimi açtığımda sen Gece gözlerimi kapatırken sen Kalbimde Sen, Her yerde Sen Karşılıksız Sevense Ben Sevmeyen Sen Değer...
İnsan bu!, mayası atık bir su Kibri dağlardan yüksek Hem eşrefi mahlükat, hemde ‘’belhum edeldir’’ İki vasıf var onda Hem melek hem şeytani Bir bedende...
Hasan yiyince ağı Çözüldü dizin bağı Katil Yezit alçağı Yan Hüseyin Hüseyin Aşureni yiyorum Gömleğini giyorum Şahı merdan  diyorum San Hüseyin Hüseyin Dicle inleyen nalan Görünen serap yalan Fitneden geri...